Tarihi Cunda Taş Kahve’nin iç mekânına eklemlenen pastane ve yerel ürün satış bölümü, yapının mevcut karakterine müdahale etmeden; onun ritmini, malzeme hafızasını ve gündelik yaşamdaki yerini güçlendirmeyi hedefleyen bir yaklaşım ile ele alındı.
Yeni tasarlanan mobilyalar, geleneksel Cunda üretim kültürünü taşıyan yerel dokularla güncel detayların buluştuğu bir çizgide tasarlandı; ne tamamen nostaljik, ne de yapıya yabancı güncel bir dil… Taş Kahve’nin kamusal ruhuna saygı duyan ama fonksiyon akışını çağdaş ihtiyaçlara göre yeniden düzenleyen bir iç mekan tasarımı oluşturuldu.
Pastane vitrini ve satış stantları, sergilenen ürünle mekân arasında aracı değil; hikâyeyi görünür kılan birer yüzey olarak düşünüldü. Islak hacimler, yapının mimari kimliğine uyumlu şekilde yeniden ele alınarak mekânsal deneyimin ayrışmadan güncellenmesi sağlandı.
Tüm müdahaleler görünür bir dönüşümden çok mekânın kendi hafızasına eşlik eden, işleyişi iyileştiren ve yaşama biçimini derinleştiren bir güncelleme olarak kurgulandı.